Ahıska Türkleri, Çankırı’da anıldı
Türkiye Kamu Çalışanları Kalkınma ve Dayanışma Vakfı (TÜRKAV) Çankırı İl Başkanlığı tarafından Ahıska Türklerinin sürgün edilişinin 79’uncu yılı dolayısıyla anma programı düzenlendi.
Tarihi Karataş hamamı yanında bulunan Ahıska Türkleri Mezarlığında gerçekleştirilen anma programına TÜRKAV İl Başkanı İsa Bölükbaşı, kurum müdürleri, siyasi parti ve STK temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
Programda konuşma yapan TÜRKAV Çankırı İl Başkanı İsa Bölükbaşı, “Tarihi bir zulmün yıl dönümünde, tarihe kara bir leke olarak geçen büyük sürgünün, soykırımın yıl dönümünde, İlimizde bulunan Ahıska Türklerinin defnedildiği mezarlıkta bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi.
Bölükbaşı şöyle devam etti: “Sürgünlere ve soykırımlara rağmen var olma iradesini gösteren, ölüm kalım mücadelesi verip kendilerinden sonraki nesillere bu mücadeleyi miras bırakan soydaşlarımızı rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Tarihler 14 Kasım 1944’ü gösterdiğinde Stalin, Sovyetlerin Türkiye üzerinde yapmayı düşündüğü bir saldırıda stratejik önemi olan bu bölgeyi Türk unsurundan temizlemek maksadıyla 2. Dünya Savaşı'nda Rus ordusunda savaşmalarına rağmen tıpkı diğer tüm Türk topluluklarına yaptığı gibi Ahıska Türkleri için de sürgün kararı imzaladı.
Aslında buna sürgün değil soykırım desek daha doğru olur. Çünkü en büyük zulüm, işkence ve katliam Ahıska Türklerine yapılmıştır. Dönemin Moskova yönetimi tarafından Ahıska bölgesinde yaşayan Türkleri bu bölgeden boşaltmak için 4 bin ila 6 bin asker görevlendirdi.
Kimsenin kaçmasına imkân vermeyecek şekilde 200'den fazla köy ve kasabayı kuşatan Sovyet askerleri tarafından apar topar evlerinden çıkarılan Ahıska Türkleri Sovyetler Birliği lideri Stalin tarafından sürgüne gönderilirken evlerini terk etmeleri için sadece 120 dakika verilmişti. Mallarını, mülklerini ve hatıralarını geride bırakarak, bir bohça eşya dışında yanına hiçbir şey almalarına izin verilmeden nereye gittiklerini bilmeden zorunlu yolculuğa tabi tutulup yokluğa, açlığa, zulme, işkenceye maruz kaldılar.
Ahıska Türkleri, tren vagonlarının bekletildiği noktalara askeri kamyonlarla taşındı ve üç gün istasyonlarda aç susuz bekletildikten sonra eski, bakımsız, yük ve hayvan taşımacılığında kullanılan, kapısı ve penceresi olmayan yük trenlerine bindirildiler. Üst üste 4-5 hanenin bir vagona doldurulduğu trenlerde açlık, susuzluk ve -40 dereceye varan soğukla baş başa bırakıldıkları ölüm yolculuğu 30 gün sürdü. Yaklaşık 220 köyden sürgün edilen 100 bin civarındaki Ahıska Türkü’nün 20 bine yakını bir ay süren bu yolculuk sırasında açlıktan, soğuktan ve hastalıklardan dolayı hayatını kaybetti.
Sürgünün, açlığın, zorluğun ve hasretin acısını çeken Ahıska Türkleri getirildikleri Orta Asya'da da baskı, zulüm ve işkenceler devam etti.
Ahıska Türkleri, 1956 yılına kadar sıkıyönetim rejimi altında yaşadı. Bu süre zarfında devletin imkânlardan yararlanmalarına ve oturduğu köydeki evinden komşu köye gitmelerine izin verilmedi. Sovyet yönetimi, oluşturduğu çalışma kamplarında kadın, yaşlı, çocuk ayrımı yapmadan Ahıskalıları en ağır işlerde çalıştırdı, eziyete maruz bıraktı. Ahıska Türklerinin şehirlere yerleşmelerine yasak getirildi. Bulundukları yerlerden izin almadan ayrılmamaları için kural konuldu. Bu kuralı ihlal eden Ahıskalılar çok ağır ve acımasız işkencelere maruz kalarak, cezalandırılmışlardır.
Müslüman Türk insanını acımasızca katleden ve Türk izlerini tarihten silmeye çalışan Ermeni ve Rus yönetimi tam bir soykırım politikası uygulamıştır. Dünyadaki mazlumların, Müslümanların üzerindeki baskıların, zulümlerin bitmesinin yolu Türkiye’nin, Türk Milletinin güçlü olmasından geçmektedir, buda Gaspıralı İsmail’in dediği gibi ‘Dilde birlik, işte birlik ve fikirde birlik sağlanırsa, dünyadaki Türk ve Müslüman milletler bir araya gelmiş olur. Ne zaman Türk Devleti güçlü olmuş o zaman Müslümanlar üzerinden, mazlum milletler üzerinden baskı ve zulüm kalkmıştır.’ Türkiye ne kadar güçlü olursa dünyanın her tarafındaki mazlumlar o kadar çok haklarının savunulacağından emin olacaklar. Türkiye güçlü oldukça şundan emin olun ki yeryüzünde zalimler adım atarken bin kere düşünmek zorunda kalacaklar.”
Yapılan konuşmanın ardından dua edilerek mezarların başına çiçekler bırakıldı.
Benzer Haberler
Çankırı’da üretilip 30 ülkeye ihraç ediliyor
İlimizdeki Trafik Işıklarında Düzenlemeler Yapılıyor
Çeşitli suçlardan aranan 27 kişi yakalandı
Başkan Esen Bu Yıl da “En Başarılı İl Belediye Başkanı” Seçildi
En anlamlı günde en güzel eğlence
İş insanı Yusuf Aslan toprağa verildi
Başkan Esen’den ‘Meydan’ açıklaması: Dükkan yapılmasını ben değil Bakan Kurum istedi
Müftü Şahin: Her insan her an bir engelli adayıdır